1. Anasayfa
  2. Yaşam
  3. Sağlık

Araştırma Uyarıyor: Menopoz Dönemindeki Hormonal Değişimler İntihar Riskini Artırıyor

Araştırma Uyarıyor: Menopoz Dönemindeki Hormonal Değişimler İntihar Riskini Artırıyor
0

Araştırma Uyarıyor: Menopoz Dönemindeki Hormonal Değişimler İntihar Riskini Artırıyor

Menopoz dönemindeki hormonal dalgalanmaların intihar düşüncelerini tetikleyebileceği, ancak sağlık sisteminin bu krizi genellikle fark edemediği veya yeterince ele alamadığı, yapılan bilimsel bir araştırmanın çarpıcı sonucudur. Meslektaşlarımla birlikte yürüttüğümüz yakın tarihli bir çalışma, bu yıkıcı bağlantıyı net bir şekilde gözler önüne serdi.

Araştırma Bulguları: Derin Bir Umutsuzluk ve Sıkışmışlık Hissi

Perimenopoz veya menopoz döneminde intihar düşünceleri ve davranışları yaşayan 42 kadınla yapılan derinlemesine görüşmeleri içeren çalışmamız, rahatsız edici bir örüntüyü ortaya çıkardı. Katılımcılar, sıradan bir düşük ruh halinin ötesine geçen; ezici yorgunluk, değersizlik hissi ve sevdiklerine yük olma duygusuyla karakterize edilen bir deneyim tanımladılar. Bir katılımcının ifadesi bu durumu şöyle özetliyordu: “Hayatta olmanın ne anlamı var? Ne amacım, ne işlevim var? Verecek hiçbir şeyim, katkıda bulunacak hiçbir şeyim kalmadı. Neden hâlâ buradayım?” Birçoğu, hayatlarının geri kalanının herhangi bir değer veya amaç taşıyıp taşımadığını sorguladı.

Tedavideki Çarpıcı Eksiklik: Kılavuzlar ve Uygulama Arasındaki Uçurum

Araştırmamızın vurguladığı en kritik bulgulardan biri, tıbbi bakımdaki endişe verici eksikliklerdir. Net menopoz kılavuzları, menopozla ilişkili düşük ruh hali için antidepresanların ilk tercih olmaması gerektiğini belirtmesine rağmen, çalışmaya katılan kadınlara Hormon Replasman Tedavisi (HRT) yerine sıklıkla antidepresanlar reçete edilmişti. Kadınlar, uygun HRT’ye erişimde uzun gecikmeler yaşadıklarını ve sıklıkla yanlış teşhis konduğunu bildirdi.

Bir katılımcı, aile hekimleri hakkında, “Hormonlar hakkında hiçbir bilgileri yoktu,” yorumunu yaptı. “Bildiklerinin en iyisini yapmaya çalışıyorlardı, ancak bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı.” Araştırmalar, antidepresanların kadınlara orantısız bir şekilde reçete edildiğini ve bu durumun (çalışmamızda bildirilen bazı vakalarda) semptomları hafifletmek yerine kötüleştirebildiğini göstermektedir.

Epidemiyolojik Veriler ve Tıbbi Kör Nokta

Çalışmamızın bulguları, daha geniş epidemiyolojik verilerle de örtüşmektedir. Son yirmi yılda, 40’lı yaşların ortalarından 50’li yaşların ortalarına kadar olan, yani çoğu kadının menopoz geçişini yaşadığı yaş aralığındaki kadınlar arasında intihar oranları artış göstermiştir. Ancak, hormonal değişikliklerin bu ruh sağlığı krizindeki rolü büyük ölçüde göz ardı edilmiş ve tıbbi bir kör nokta oluşturmuştur.

Değişim İşaretleri ve Umut Işığı

Araştırmamız aynı zamanda bir umut ışığı da barındırıyor: Çalışmaya katılan birçok kadın, zamanında HRT tedavisi ve kendilerini gerçekten dinleyen sağlık uzmanlarından destek aldıktan sonra ruhsal sağlıklarında önemli iyileşmeler ve intihar düşüncelerinde azalma olduğunu bildirdi. Bazıları, yıllarca süren acılardan sonra hayatlarının tekrar katlanılabilir hale geldiğini belirtti.

Tüm kadınlar hormon replasmanından fayda görmeyebilir, ancak araştırmamızın da gösterdiği gibi, hepsi hormonlarının ciddiye alınmasını, kontrol edilmesini ve uygun olduğunda tedavi görmeyi hak ediyor.

Sessizliği Kırmak Zamanı Geldi

Menopoz dönemi ruh sağlığı konusundaki sessizlik çok uzun sürdü. Araştırmamızın da somut verilerle ortaya koyduğu gibi, sağlık hizmetlerinin bu krizi olduğu gibi kabul etmesinin zamanı geldi: bir ölüm kalım meselesi. Klinik kılavuzlardaki son güncellemelere rağmen, menopoz rehberliğinde orta yaşlı kadınlardaki intihar riski hala yeterince vurgulanmamıştır ve bu boşluğun acilen ele alınması gerekmektedir.

 

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir