Değersizlik Duygusuna Bilimsel Bir Bakış
Değersizlik duygusu, bireyin kendisini yetersiz, önemsiz ve sevilmeye layık olmayan biri olarak algılamasıdır. Bu duygu, psikoloji ve psikiyatri alanlarında sıklıkla incelenen karmaşık bir olgudur ve bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Bilimsel araştırmalar da değersizlik duygusu hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.
Değersizlik duygusunun tek bir nedeni olmamakla birlikte, çeşitli biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir:
Erken Yaşam Deneyimleri: Çocukluk döneminde yaşanan olumsuz deneyimler, değersizlik duygusunun temelini oluşturabilir. İstismar, ihmal, sürekli eleştiri, reddedilme veya ebeveynlerin koşullu sevgisi gibi durumlar, çocuğun kendilik değerini zedeleyebilir (Bowlby, 1969; Young et al.-2003). Araştırmalar, travmatik çocukluk deneyimlerinin değersizlik inançlarının gelişimiyle güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu göstermektedir (Felitti et al.-1998).
Aile Dinamikleri: Aile içindeki iletişim örüntüleri ve ilişkiler, bireyin kendilik algısını derinden etkiler. Eleştirel, yargılayıcı veya destekleyici olmayan bir aile ortamı, değersizlik duygularını tetikleyebilir veya pekiştirebilir (Minuchin-1974).
Sosyal Karşılaştırmalar: Bireylerin kendilerini sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırması ve bu karşılaştırmalardan olumsuz sonuçlar çıkarması, değersizlik duygusunu besleyebilir. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, idealize edilmiş yaşam tarzlarına maruz kalmak bu durumu daha da tetikleyebilir (Festinger-1954).
Kişilik Özellikleri: Bazı kişilik özellikleri, bireyleri değersizlik duygusuna karşı daha savunmasız hale getirebilir. Örneğin, mükemmeliyetçilik, yüksek eleştirellik ve düşük öz saygı gibi özellikler, bireyin kendi değerini sürekli sorgulamasına yol açabilir (Burns-1980).
Biyolojik Faktörler: Genetik yatkınlık ve nörobiyolojik süreçlerin de değersizlik duygusunun gelişiminde rol oynayabileceğine dair bazı araştırmalar bulunmaktadır. Özellikle serotonin ve dopamin gibi nörotransmitter sistemlerindeki dengesizliklerin, duygu durumunu ve dolayısıyla kendilik algısını etkileyebileceği düşünülmektedir (Siever-2008).
Değersizlik duygusu, bireyin psikolojik iyi oluşunu ve işlevselliğini çeşitli şekillerde olumsuz etkileyebiliyor. Bu durumlar;
-
Duygusal Zorluklar
-
İlişki Sorunları
-
Akademik ve İş Hayatında Zorluklar
-
Fiziksel Sağlık Sorunları
-
Psikolojik Bozukluklar
Örneğin; Elif, kendisini her fırsatta eleştiren, okulda-evde ne yaparsa yapsın onda daha fazlası beklenen, sürekli komşunun kızı ile kıyaslanan, ebeveynlerinin gözünde okulda bir başarı elde ettiğinde ya da komşunun kızına göre iyi bir şey yaptığında sevilen bir çocuk olsun. Çocukluğunda yaşanan bu durum Elif’in bilinçaltına değersizlik, yetersizlik, sevilmeye layık olmama gibi kodların oluşmasına neden olabiliyor. Bu durumdan ise Elif’in Duygusal durumunu, Fiziksel Sağlık Sorunlarını, Akademik Hayatını,İş Hayatını, İlişkilerini, etkilenebiliyor. Duygusal Durumu dengeli gelişmiyor çünkü suçluluk duygusuyla büyüyor. Fiziksel Sağlık Sorunları yaşayabiliyor, çünkü üzerindeki yeterli olamama baskısı onda kronik stres yaşayabilmesine ve bu stresinde bağışıklığının zayıflamasına sebep olasını sağlayabiliyor. Akademik ve İş Hayatında sorunlar yaşayabiliyor, çünkü ondaki yetersizlik duygusu özgüven düşüklüğü ve motivasyon sorunlarına neden olabiliyor. İlişkilerinde sorun yaşayabiliyor, çünkü kendisini değersiz hisseden Elif yakın ilişkiler kurmakta ve sürdürmekte zorlanabiliyor. Kendini sevilmeye layık görmediği için partnerine karşı; kıskançlık, bağımlılık, sınır koymakta zorlanma ve iletişim sorunları gibi çeşitli sorunlar yaşayabiliyor.
Değersizlik duygusuyla başa çıkmak mümkündür ve çeşitli bilimsel temelli yaklaşımlar bu konuda etkili olabilir:
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Olumsuz düşünce kalıplarını ve inançları tanımlayıp değiştirmeyi hedefler. Bireyin kendisi hakkındaki olumsuz düşüncelerini sorgulamasına ve daha gerçekçi ve olumlu düşünceler geliştirmesine yardımcı olur (Beck-1976).
Şema Terapi: Erken dönem olumsuz deneyimlerinden kaynaklanan derin köklü inançları anlamayı ve değiştirmeyi amaçlar. Bireyin temel duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasına odaklanır (Young-1990).
Kabul ve Kararlılık Terapisi (KKT): Olumsuz düşünce ve duyguları kabul etmeyi ve bireyin değerlerine uygun davranışlarda bulunmaya odaklanmayı teşvik eder (Hayes et al.-1999).
Öz Şefkat: Kendine karşı nazik, anlayışlı ve destekleyici olmayı öğrenmek, değersizlik duygusuyla başa çıkmada önemli bir adımdır (Neff-2003).
Sosyal Destek: Güvenilir ve destekleyici ilişkiler kurmak ve sürdürmek, değersizlik duygusunun olumsuz etkilerini azaltabilir.
Farkındalık (Mindfulness) Uygulamaları: Anın farkında olmak ve yargılamadan deneyimleri gözlemlemek, olumsuz düşüncelerin etkisini azaltmaya yardımcı olabilir.
Değersizlik duygusu, bu duyguyu yaşayan kişinin yaşamını olumsuz etkileyen yaygın ve karmaşık bir deneyimdir. Bilimsel araştırmalar, bu duygunun kökenlerinin çok yönlü olduğunu ve çeşitli psikolojik sorunlarla ilişkili olabileceğini göstermektedir. Ancak, bilimsel temelli terapi yaklaşımları ve başa çıkma yöntemleri sayesinde değersizlik duygusuyla etkili bir şekilde başa çıkmak ve daha sağlıklı bir kendilik algısı geliştirmek mümkündür. Bu nedenle, değersizlik duygusu yaşayan bireylerin profesyonel yardım aramaları ve destekleyici ilişkiler kurmaları önemlidir.
(Kırmızı Balon)… Aynaya baktığınızda; başkalarının değil, kendinizin gördüğü size tüm hücrelerinizle sevip hayran olmanızı dilerim.