Hıdırellez Nedir?
Hıdırellez, Türk kültüründe baharın gelişini müjdeleyen, doğanın canlanışını kutlayan coşkulu bir halk bayramıdır. Adını, halk inanışına göre zor durumda olanlara yardım eden Hızır ve denizde darda kalanlara yol gösteren İlyas peygamberlerin bir araya gelmesinden alır. Bu iki önemli figürün buluştuğu gün olduğuna inanılan Gregoryen takvimine (miladi takvim) göre 6 Mayıs, eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Jülyen takvimine göre 23 Nisan Hıdırellez Bayramı – Hızır Günü (Ruz-ı Hızır) olarak kutlanır. Türkiye’de Hıdrellez Bayramı 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece kutlanır. Bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Rum Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler “Aziz George” günü olarak kutlamaktadırlar.
Hıdırellez, sadece bir takvim olayının ötesinde, derin anlamlar ve geleneklerle yoğrulmuş bir kültürel mirastır. Yüzyıllardır süregelen bu kutlamalar, toplumun birlik ve beraberlik duygularını pekiştirir, umut ve bereketi simgeler.
Hıdırellez’in UNESCO‘nun Somut Olmayan Kültürel Miraslar Listesine alınması amacıyla 2010 yılında başlayan çalışmalar sonucunda 2017 yılında listeye alınmıştır.
Hıdırellez’in Kökenleri ve İnançlar
Hıdırellez’in kökenleri, Orta Asya, Orta Doğu ile Anadolu kültürlerine ait olduğu, bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yönündedir. Baharın gelişi, toprağın yeniden canlanması, hayvanların yavrulaması gibi olaylar, tarih boyunca farklı coğrafyalarda benzer ritüellerle kutlanmıştır. İslamiyet’in kabulüyle birlikte bu gelenekler, Hızır ve İlyas figürleriyle özdeşleşerek yeni bir anlam kazanmıştır.
İslamiyet’in Kitabı Kur’an’da hiçbir yerde Hızır ismi geçmemektedir. Ancak çeşitli hadislerde Kehf Suresi‘nde Musa ve bir gencin kıssası anlatılmaktadır. Olayın yaşandığı yer için “iki denizin birleştiği yer” denilmektedir. Uzun bir yolculuk yapan Musa ile yanındaki gencin beraberlerinde, yemek için getirdikleri balığın kaçması ile başlayan olay sonrasında, “Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.” denilerek gönderme yapılan Hızır’dan söz edilir.
Hıdırellez’i tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk Çağ’dan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Osmanlı itibarıyla Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı sevinç kutlamaları yapılmaktadır. Bazı yazılı eserler,en eski ritüellerin milattan önce Mezopotamya’da Ur şehrinde yapıldığını göstermektedir. Kışın bitişiyle “Tammuz” ismi altında kutlanan bu ritüeller Mezopotamya ovasını sulayan Fırat ve Dicle nehirlerinin uyaran gücünü temsil etmektedir.
Hızır, zor durumda olanlara anında yardım eden, bolluk ve bereketi temsil eden gizemli bir veli olarak kabul edilir. İlyas ise denizlerin ve suların koruyucusudur. Halk inanışına göre bu iki peygamber yılda bir kez buluşur ve bu buluşma doğaya canlılık, insanlara umut getirir.
Hıdırellez Kutlamalarında Neler Yapılır?
Hıdırellez kutlamaları, yöreden yöreye farklılıklar gösterse de ortak bazı uygulamaları içerir;
Hazırlıklar: Hıdırellez öncesinde evler temizlenir, yeni kıyafetler giyilir. Bu, yeni bir başlangıca hazırlanmanın ve bereketi karşılamanın bir simgesidir.
Ateş Yakma ve Üzerinden Atlama: Hıdırellez akşamı büyük ateşler yakılır ve insanlar bu ateşlerin üzerinden atlarlar. Bu ritüelin, hastalıklardan arınmaya ve uğursuzlukları uzaklaştırmaya inanılır. Dilek Dileme: Hıdırellez’de en yaygın geleneklerden biri de dilek dilemektir. Kâğıtlara çizilen veya yazılan dilekler gül ağacının dallarına asılır ya da toprağa gömülür. Bazı yörelerde ise içine dileklerin yazılı olduğu küçük kâğıtlar konulan hamur işleri pişirilerek dağıtılır.
Baharın İlk Yeşilini Bulma: Hıdırellez sabahı erkenden kalkılıp doğaya çıkılır ve baharın ilk yeşillikleri toplanır. Bu yeşilliklerin eve bereket getireceğine inanılır.
Müzik ve Eğlence: Hıdırellez kutlamaları genellikle müzik ve dans eşliğinde şenlik havasında geçer. Toplu yemekler düzenlenir, oyunlar oynanır.
Yoğurt Mayalama: Bazı yörelerde Hıdırellez sabahı özel bir ritüelle yoğurt mayalanır. Bu yoğurdun bol ve bereketli olacağına inanılır.
Salıncak Kurma: Gençler ve çocuklar için salıncaklar kurulur. Salıncakta sallanmanın uğur getireceğine inanılır.
Şüphesiz Hıdırellezi en keyifle kutlayan topluluk Romanlardır. Romanlar 5-6 Mayıs’ı Kakava Bayramı adıyla kutlar ve Edirne gibi illerde Kakava Şenlikleri düzenlerler.
Hıdırellez’in Önemi
Hıdırellez, sadece bir eğlence ve kutlama günü değil, aynı zamanda doğayla uyum içinde yaşama, dayanışma ve paylaşma gibi değerleri de içinde barındırır. Baharın gelişiyle birlikte yenilenen umutlar, Hıdırellez kutlamalarıyla tüm topluma yayılır. Bu bayram, geçmişten günümüze taşınan zengin kültürel mirasımızın önemli bir parçasıdır ve gelecek nesillere aktarılması gereken değerli bir gelenektir.
Hıdırellez, Türk Kültüründe baharın coşkusunu, doğanın uyanışını ve umudun yeşermesini simgeleyen önemli bir yere sahip olan canlı ve renkli bir bayramdır. Gelenekleri ve ritüelleriyle toplumun ortak hafızasında derin izler bırakan Hıdırellez, her yıl aynı heyecanla kutlanmaya devam etmektedir.