1. Anasayfa
  2. Yaşam
  3. İlişkiler

Ünlü İngiliz Feminist Yazar Petronella Wyatt: Bekarım, Çocuğum Yok ve Yalnızım, Feminist Hareket Beni Hayal Kırıklığına Uğrattı

Ünlü İngiliz Feminist Yazar Petronella Wyatt: Bekarım, Çocuğum Yok ve Yalnızım, Feminist Hareket Beni Hayal Kırıklığına Uğrattı
0

İngiltere’de feminist hareketi yıllarca kalemiyle savunan Petronella Wyatt, medyada kadın hakları denilince akla gelen yazarlardan olan Wyatt yıllarca çok büyük bir yanlışa hizmet ettiğini, bunun çok geç farkına vardığını, feminist hareketin kendisini ve bir nesli hayal kırıklığına uğrattığını itiraf etti. Wyatt, Daily Mail’de yayımlanan makalesinde, “Bekarım, çocuğum yok ve yalnızım. Feminist hareket beni hayal kırıklığına uğrattı, benimle birlikte bütün bir nesli de.” sözleriyle pişmanlığını dile getirdi. Feminizmin vaatlerinin gerçek hayatta karşılık bulmadığını ve pek çok kadını mutsuzluğa sürüklediğini anlattı.

Feminizmin Yükselişi ve Kişisel Bedeli

Wyatt, gençliğinde feminizmin ateşli bir savunucusuydu. Gloria Steinem ve Simone de Beauvoir gibi isimlerin kitaplarıyla büyüdü, Margaret Thatcher’ı rol model aldı. Feminizm ona, kadınların kariyerlerinin erkeklerle olan ilişkilerinden daha önemli olduğunu öğretti. Ancak şimdi, 50’li yaşlarında, bekar ve çocuksuz bir kadın olarak bu ideolojinin kendisine ve pek çok arkadaşına nasıl zarar verdiğini gördüğünü dile getiriyor.

Yalnız Bir Nesil

Wyatt, benzer durumdaki arkadaşlarıyla yaptığı sohbetlerde ortak bir trajediyi fark etti: Hepsi eğitimli, kariyer sahibi kadınlar, ancak çoğu yalnız ve çocuksuz. İngiltere’de 50’li yaşlarındaki her on kadından biri hiç evlenmemiş durumda. Wyatt’a göre bu durum, yalnızca duygusal değil, ekonomik açıdan da sıkıntılı. Çift gelirli ailelerin aksine, bekar kadınlar maddi zorluklarla daha fazla yüzleşiyor.

 

Feminizmin Yıkıcı Yan Etkileri

Wyatt, feminizmin kadınlara “erkek gibi davranmaları” gerektiğini empoze etmesini eleştiriyor. Bu yaklaşımın, kadınların doğal arzularını (aile kurma, sevgi görme gibi) bastırmasına yol açtığını savunuyor. Arkadaşlarından biri, “Feminizm bize geleneksel kadınlığın bir klişe olduğunu öğretti, ama şimdi kendimi değersiz hissediyorum” diyor.

Ayrıca, modern feminizmin anneliği küçümsediğini ve kadınları geç evlenmeye veya çocuk sahibi olmamaya yönlendirdiğini belirtiyor. Sonuç olarak, birçok kadın biyolojik saatlerinin farkına vardığında artık çok geç oluyor.

Gelecek Nesiller İçin Uyarı

Wyatt, kendi nesli için çok geç olabileceğini kabul ediyor, ancak genç kadınların aynı hataya düşmemesi gerektiğini şu şekilde vurguluyor:

“Feminizm, kadınlara erkekler gibi düşünmelerini söyleyerek büyük bir hata yaptı. Biz bunun bedelini ödüyoruz, ama gelecek nesillerin hayatları da mahvolmasın. Kültürel bir sıfırlama zamanı geldi.”

 

Petronella Wyatt’ın Wyatt’ın bu samimi itirafı, feminizmin aşırı uçlarının kadınları mutsuzluğa sürükleyebileceğini gösteriyor. Kadın hakları mücadelesinin önemini reddetmese de, dengeyi kaybeden feminist söylemin, birçok kadını yalnızlığa ve pişmanlığa ittiğini savunuyor. Ona göre, gerçek feminist idealler, kadınların hem kariyer hem de aile hayatında özgürce seçim yapabilmesini sağlamalı.

  Benim tabirimle de toplumda ve kurduğumuz ilişkilerimizde kişisel haklarımızı koruyup, duygularımıza, ideallerimize ve ruhumuzun ne istediğine kulak verip, yaşamımızı dengelediğimiz bir düzen sürdürmek. Bu tabi ki herkes evlenecek demek değil. Sizin hayat amacınız, idealiniz ruhunuz nasıl bir yaşam kurup sürdürmek istiyorsa O yönde ilerleyip dengede kalabilmek. Umarım bu yazımı okuyan her kadının ruhu huzurlu ve dengededir. :)

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir