Bir zamanlar internet üzerinden iletişim kurmanın devrim niteliğindeki aracı olan Skype, günümüzde neredeyse unutulmuş durumda. WhatsApp, Telegram ve Facebook Messenger gibi modern mesajlaşma uygulamaları piyasayı ele geçirirken, Signal gibi yeni alternatifler de popülerlik kazanmaya başladı. Peki, bir dönemin vazgeçilmez iletişim aracı olan Skype, nasıl bu hale geldi? Bu yazıda, Skype’ın yükselişini, zirveye çıkışını ve sonunda neden geride kaldığını inceleyeceğiz.
Skype’ın Doğuşu: Küçük Bir Girişimden Büyük Bir Devrime
2003 yılına dönecek olursak, internet henüz bugünkü kadar gelişmiş değildi. Telefon hatları meşgul, internet bağlantısı yavaş ve web sayfalarının yüklenmesi dakikalar alıyordu. İşte tam da bu dönemde, iki girişimci Skype’ı hayata geçirmeye karar verdi.
Niklas Zennström (İsveç) ve Janus Friis (Danimarka), daha önce dosya paylaşım platformu Kazaa‘yı geliştirerek büyük bir kitleye ulaşmışlardı. Ancak Kazaa, müzik ve film endüstrisi tarafından telif hakkı ihlalleri nedeniyle büyük tepkiler çekti. Bunun üzerine Zennström ve Friis, dosya paylaşımında kullanılan P2P (peer-to-peer) teknolojisini internet üzerinden sesli iletişim için kullanmaya karar verdiler.
Amaçları, insanların pahalı uluslararası telefon görüşmelerine bağımlı kalmadan internet üzerinden ücretsiz konuşmalar yapmasını sağlamaktı. O dönemde yurtdışına yapılan bir telefon görüşmesi dakikalar içinde büyük bir maliyete yol açabiliyordu. Skype, bu sorunu çözerek herkese açık ve erişilebilir bir iletişim aracı olmayı hedefledi.
İlk etapta girişimin adı “Sky peer-to-peer” olarak belirlenmişti, ancak alan adı zaten başkası tarafından kullanılıyordu. Bunun üzerine ekip ismi biraz kısalttı ve Skype ortaya çıktı.
29 Ağustos 2003’te Skype’ın ilk beta sürümü yayınlandı. Program, başlangıçta sadece sesli arama yapmayı sağlıyordu, ancak ücretsiz olması nedeniyle kısa sürede büyük bir ilgi gördü. Özellikle teknoloji meraklıları ve öğrenciler arasında hızla yayıldı.
2000’ler: Skype Tüm Dünyayı Sarıyor
Skype, herhangi bir reklam kampanyasına bile ihtiyaç duymadan kulaktan kulağa yayılmaya başladı. 2004 yılına gelindiğinde, aynı anda çevrimiçi olan kullanıcı sayısı 1 milyonu aşmıştı.
Skype’ın bu kadar hızlı popülerleşmesinin en büyük sebeplerinden biri kullanım kolaylığıydı. O dönemde internet üzerinden sesli görüşme yapabilen diğer uygulamalar (örneğin Microsoft NetMeeting) genellikle karmaşık ayarlar gerektiriyordu. Kullanıcıların port yönlendirmesi yapması, güvenlik duvarı ayarlarıyla uğraşması ve farklı ses kodeklerini yüklemesi gerekiyordu. Ancak Skype, “indir, kur, arama yap” kadar basit bir sistem sunuyordu.
2004 yılında Skype, büyük bir adım daha attı: SkypeOut özelliğiyle kullanıcılar artık sadece Skype’tan Skype’a değil, sabit hatlara ve cep telefonlarına da düşük maliyetli aramalar yapabiliyordu. Bu, özellikle öğrenciler, göçmenler ve küçük işletmeler için mükemmel bir çözümdü.
Skype’ın kullanıcı tabanı hızla büyürken, şirket operasyonlarını genişletmeye başladı. Lüksemburg’da ana merkezini kurdu ve daha sonra Londra’da bir ofis açtı. 2005 yılına gelindiğinde, Skype’ın kayıtlı kullanıcı sayısı 50 milyona ulaştı.
eBay Dönemi: Büyük Bir Bahis ve Başarısızlık
Skype’ın büyümesini fark eden dev şirketler, onu satın almak için sıraya girdi. 2005 yılında eBay, Skype’ı tam 2.6 milyar dolara satın aldı.
eBay’in amacı, Skype’ı kendi platformuna entegre ederek alıcılar ve satıcılar arasında canlı sesli görüşmeler yapılmasını sağlamaktı. Ancak bu fikir pek tutmadı. Kullanıcılar, zaten eBay üzerinden yazılı mesajlaşarak veya e-posta yoluyla iletişim kuruyordu. Skype, bu süreci kolaylaştırmaktan çok, gereksiz bir ek özellik gibi kaldı.
eBay, Skype’tan beklediği faydayı göremeyince, 2007 yılında 1.4 milyar dolarlık zarar yazdı ve bu satın alımı bir hata olarak kabul etti.
2009 yılında eBay, Skype’ın %70 hissesini özel bir yatırım grubuna sattı.
Microsoft Dönemi: Skype’ın Ruhu Kayboluyor
2011 yılına gelindiğinde, Skype’ın 600 milyondan fazla kullanıcısı vardı ve uluslararası sesli görüşmelerin %25’i Skype üzerinden gerçekleştiriliyordu. Bu dev platformu kaçırmak istemeyen Microsoft, Skype’ı 8.5 milyar dolara satın aldı.
Microsoft’un planı, Skype’ı kendi ekosistemine entegre etmekti. Windows, Xbox ve Outlook gibi platformlarla birleşen Skype, 2012’de Windows Live Messenger’ın yerini aldı. Skype, her zamankinden daha fazla kullanıcıya ulaştı ve 2015 yılında 40 milyon günlük aktif kullanıcı sayısına ulaştı.
Ancak Microsoft, Skype’ı satın aldıktan sonra çok büyük bir değişiklik yaptı ve programın temel altyapısını P2P’den merkezi sunuculara taşıdı.
Bu değişiklikle:
- Kullanıcılar artık Microsoft’un sunucularına bağımlı hale geldi.
- Uygulama, eski hafif yapısından çıkıp daha yavaş ve ağır çalışmaya başladı.
- Bağlantı kopmaları ve güvenlik endişeleri arttı.
Skype, artık yenilikçi ve hafif bir uygulama olmaktan çıkmıştı. Üstelik, bu dönemde WhatsApp, Telegram ve Zoom gibi rakipler de hızla büyüyordu. Özellikle Zoom, pandemi sürecinde Skype’ın yapamadığını yaparak çevrimiçi toplantılarda lider haline geldi.
Skype, kendi potansiyelini gerçekleştiremeyen ve sürekli değişen pazar şartlarına uyum sağlayamayan bir uygulama olarak geriye düştü.
Skype Neden Kaybetti?
Bir dönemin devrim niteliğindeki iletişim aracı olan Skype, ağır bir uygulamaya dönüşmesi, yeniliklere ayak uyduramaması ve kullanıcı dostu olmayı bırakması nedeniyle geriledi.
Günümüzde Microsoft, Skype’ın yerini Teams ile doldurmaya çalışıyor. Ancak Skype, artık bir zamanların efsanesi olarak nostaljik bir yer edinmiş durumda.
Bir zamanlar sınırları kaldıran bu uygulama zaman içinde kendi sınırlarını aşamadı ve tarih sahnesinden silindi.