Hayat, Seçtiğiniz Kadındır !
0

Hayat, Seçtiğiniz Kadındır !

Ahmet Altan Der ki ;

  • Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, zeki bir kadına rastlarsanız zekânız, mümin bir kadına rastlarsanız imanınız, şefkatli bir kadına rastlarsanız vicdanınız gelişir.
  • Hayatınız seçtiğiniz kadındır: alıcı bir kadına rastlarsanız vazgeçtikleriniz, verici bir kadına rastlarsanız tembelliğiniz artar.
  • Hayatınız seçtiğiniz kadındır: dengeli bir kadına rastlarsanız mutlu, dengesiz bir kadına rastlarsanız filozof olursunuz.
  • Hayat kat kattır. Babil’in Asma Bahçeleri gibi katmanlar halinde yükselir, bir kattan bir kata sizi yanınızdaki kadın götürür. Ve bugün durduğunuz katman, seyrettiğiniz manzara ,gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının bulunduğu katmanı, manzarası ve hayatıdır…

“Hayat, seçtiğiniz kadındır” sözü, aslında büyük bir hakikati ifade eder. Partner seçimi, yalnızca kiminle zaman geçireceğinize dair bir karar değil; aynı zamanda kim olacağınızı, nasıl bir hayat yaşayacağınızı, hangi zorluklarla yüzleşeceğinizi ve ne kadar mutlu olabileceğinizi derinden etkileyen varoluşsal bir seçimdir. Psikolojiden sosyolojiye, sağlık bilimlerinden felsefeye kadar birçok disiplin, bu sözün altında yatan mekanizmaları doğrular niteliktedir. Bu nedenle, bu seçimi yaparken sadece kalbin sesini değil, aklın ve uzun vadeli uyumun sesini de dinlemek, belki de bir insanın kendi kaderi üzerinde yapabileceği en önemli yatırımlardan biridir.

Bu sözün Psikolojide, sosyolojide, sağlık biliminde ve felsefedeki yerini araştırdığımda;

1. Psikolojik Temeller: Benliğin Aynası Olarak Partner

Psikolojide, özellikle de Sosyal Öğrenme Kuramı ve Bağlanma Kuramı çerçevesinde, partnerlerimizin bizim için birer “ayna” görevi gördüğü kabul edilir.

  • Bağlanma Kuramı: Çocuklukta ebeveynlerimizle kurduğumuz güvenli, kaygılı veya kaçıngan bağlanma stilleri, yetişkinlikteki romantik ilişkilerimizi şekillendirir. Seçtiğimiz partner, genellikle bu içselleştirilmiş modelleri doğrular. Güvenli bağlanan biri, destekleyici bir partner seçerken; kaygılı bağlanan biri, onay ihtiyacını sürekli tetikleyecek birini seçebilir. Dolayısıyla, seçimimiz sadece bir tercihten ziyade, iç dünyamızın bir yansımasıdır.

  • Benlik Genişleme Modeli: Bu teoriye göre, ilişkilere olan ihtiyacımızın bir nedeni de benliğimizi genişletmek, yani yeni deneyimler, bakış açıları ve kaynaklar kazanmaktır. Seçtiğimiz kadın, bize yeni dünyaların kapısını aralayabilir (örneğin, yeni bir hobi, kariyer fırsatı veya sosyal çevre kazandırabilir) ya da mevcut dünyamızı daraltabilir. Bu anlamda, partnerimiz “hayat” deneyimimizin ana bileşenlerinden biridir.

2. Sosyolojik ve Demografik Araştırmalar: Ortaklığın Somut Etkileri

Araştırmalar, eş seçiminin hayatın somut yönlerini nasıl etkilediğini açıkça ortaya koymaktadır:

  • Mutluluk ve Refah: Sayısız çalışma, kaliteli ve destekleyici bir evliliğin, genel yaşam memnuniyeti ve mutluluk üzerinde en güçlü belirleyicilerden biri olduğunu göstermektedir. Ancak, mutsuz bir evliliğin bireyin psikolojik sağlığı üzerinde sigara içmek veya obezite kadar olumsuz etkileri olabileceği de bilinmektedir. “Hayat”ınızın neşeli veya stresli geçmesi, büyük ölçüde bu seçime bağlıdır.

  • Finansal Durum: “Assortative Mating” (Benzer Eşleşme) kavramı, insanların genellikle kendilerine benzer eğitim seviyesi, gelir ve sosyal sınıftan partnerler seçtiğini söyler. Bu durum, ekonomik eşitsizliği pekiştirir. Eğitimli ve kariyer sahibi bir kadınla yapılan evlilik, genellikle iki gelir, daha geniş bir sosyal ağ ve daha fazla fırsat anlamına gelir. Tersine, farklı finansal beklentiler ve alışkanlıklara sahip bir partnerle olan evlilik, maddi sıkıntıların ana kaynağı olabilir.

  • Sağlık: Araştırmalar, mutlu evliliklerdeki bireylerin daha uzun yaşadığını, daha düşük kalp hastalığı riski taşıdığını ve daha hızlı iyileşme gösterdiğini ortaya koymuştur. Partnerinizin sağlık alışkanlıkları (beslenme, egzersiz, sigara-alkol kullanımı) sizin alışkanlıklarınızı doğrudan etkiler. “Hayat”ınızın hem kalitesi hem de süresi, bu seçimle yakından ilişkilidir.

3. Felsefi ve Varoluşsal Boyut: Birlikte İnşa Edilen Anlam

Sözün bu boyutu, hayatı pasif bir şekilde yaşanacak bir süreç değil, aktif olarak inşa edilen bir proje olarak görür. Varoluşçu felsefeye göre, insan kendi özünü kendi seçimleriyle yaratır.

  • Hayat Projesi: Seçtiğiniz kadın, bu hayat projenizin en önemli ortağıdır. Birlikte kurduğunuz değerler, hedefler ve hayaller, “hayat”ınızın çerçevesini çizer. Çocuk yetiştirme tarzınızdan, nasıl bir topluluk içinde yaşayacağınıza, hangi krizlerle nasıl baş edeceğinize kadar birçok karar, bu ortaklık içinde şekillenir. O, sadece hayatınızda değil, bir anlamda sizin hayatınızın kendisi olur.

  • Destek ve Engeller: Doğru partner, sizin en iyi versiyonunuzu ortaya çıkarmanız için sizi destekler, cesaretlendirir ve size meydan okur. Yanlış bir seçim ise potansiyelinizi ketumlayabilir, hayallerinizin önünde bilinçsizce veya bilinçli bir engel olabilir. Birinin sizin “hayat”ınız olması, onun sizin gelişiminizdeki merkezi rolünü kabul etmektir.

 

Eleştirsel olarak baktığımda;

Mutlak bir kader gibi yorumlamak da hatalı olabilir. İlişkiler dinamiktir, insanlar değişir. “Doğru” bir başlangıç, yıllar içinde yanlış bir yola girebilir veya tam tersi mümkündür. Ayrıca, bu söz modern anlamda biraz deterministik (belirleyici) ve heteronormatiftir (kadın-erkek ilişkisini merkeze alır). Günümüzde bireyin mutluluğu ve “hayat”ının kalitesi, tek bir romantik ilişkiye bağlı olmak zorunda değildir. Arkadaşlıklar, aile, kariyer ve kişisel gelişim de hayatı inşa eden eşit derecede önemli unsurlardır.

 

Ve bence , Kadın hele bir de kendini bulmuş, kendini kendinden doğurmuş kadın; yuvadır, evdir, huzurdur, güvendir, varlıktır, şevkattir, merhamettir, güçtür, kahkadır, gülümsemedir, anlamaktır, ağlamaktır, ben olmaktır, biz olmaktır, bir olmaktır, Kadın hayattır !

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir