Lancet Çalışması Uyarıyor: Ruhsal Hastalıklarla Yaşayanlar Neden Kilo Alır ve Neden Yardım Bulamaz?

Lancet Çalışması Uyarıyor Ruhsal Hastalıklarla Yaşayanlar Neden Kilo Alır ve Neden Yardım Bulamaz

Lancet Çalışması Uyarıyor: Ruhsal Hastalıklarla Yaşayanlar Neden Kilo Alır ve Neden Yardım Bulamaz?

Ana Bulgu: Şizofreni veya bipolar bozukluk tanısı alan bireylerde, hızlı ve sürekli kilo alımı yaygın ve öngörülebilir bir sorundur. Bu durum, diyabet, kalp hastalığı ve erken ölüm riskini önemli ölçüde artırarak mevcut sağlık eşitsizliklerini daha da derinleştirmektedir.

Çalışmanın Bilimsel Çerçevesi:

  • Kapsam: 1998-2020 yılları arasında Birleşik Krallık’ta 113.000’den fazla yetişkinin birinci basamak sağlık kayıtları incelenmiştir.

  • Yayın: Bulgular, prestijli hakemli bir dergi olan The Lancet Psychiatry‘de yayınlanmıştır.

  • Yöntem: Tanı almış hasta grubu ile aynı yaş ve cinsiyetteki sağlıklı kontrol grubunun kilo değişimleri karşılaştırılmıştır.

Araştırmanın Temel Bulguları:

  1. Öngörülebilir ve Anlamlı Kilo Artışı:

    • Yeni tanı almış 39 yaşındaki tipik bir hasta, ilk yıl 2 kg, beş yıl içinde ~5 kg ve on beş yıl sonra ortalama ~5.5 kg alır.

    • Kontrol grubundaki bireyler ise aynı sürede yalnızca ~1.5 kg almıştır.

    • Kilo alımı geçici bir “toparlanma” değil, kalıcı ve uzun vadeli bir artış olarak gözlemlenmiştir.

  2. Etiyoloji (Nedenler): Çok Faktörlü Bir Sorun

    • İlaçlar: Antipsikotik kullananlarda kilo alımı en fazladır (15 yılda +5.9 kg). Ancak, bu ilaçları hiç kullanmayanlar bile anlamlı kilo almıştır (15 yılda +2.5 kg). Bu, sorunun tek başına ilaçlara indirgenemeyeceğini gösterir.

    • Diğer Faktörler: Sosyal izolasyon, yoksulluk, sağlıklı gıdaya ve düzenli fiziksel aktiviteye erişim zorluğu gibi sosyal belirleyiciler de kritik rol oynar. (Not: Bu veriler sağlık kayıtlarında standart olarak takip edilmediği için çalışmada tam olarak ölçülememiştir).

  3. Sistemsel Destek Eksikliği:

    • Uyarı var, destek yok: Kilolu/obez hastaların kiloları konusunda uyarılma olasılığı %10 daha fazla olmasına rağmen, yüksek riskleri göz önüne alındığında bir kilo verme programına yönlendirilme oranları düşüktür (%4.5). Bu oran, genel popülasyondaki (%3) ile benzerdir.

    • Politika-Uygulama Uçurumu: Ulusal planlar kardiyovasküler korumayı vurgulasa da, klinik uygulamada ruh sağlığı hizmetleri acil psikiyatrik bakıma, birinci basamak ise bu kompleks ihtiyaçlara nasıl yaklaşacağını bilememeye odaklanmış durumdadır.

Sonuç ve Öneriler: Bilimsel Kanıta Dayalı Çözüm Önerileri

Araştırma, bu sorunun kaçınılmaz olmadığını vurgulamaktadır. Kilo alımı öngörülebilir ve önlenebilir bir durumdur.

  • Erken Müdahale Kritiktir: Tanıyı takip eden ilk 5 yıl, uzun vadeli riskleri azaltmak için en kritik zaman penceresidir.

  • Entegre ve Uyarlanmış Bakım Gereklidir: Kilo kontrolü, tanı anından itibaren rutin bakımın bir parçası olmalıdır. Kilo verme programları, bu hastaların ruh sağlığı dalgalanmalarına, ilaç yan etkilerine ve günlük yaşam zorluklarına uyum sağlayacak şekilde kişiselleştirilmelidir.

  • Sistemik Değişim Şarttır: Birinci basamak ve ruh sağlığı hizmetleri arasındaki kopukluk giderilmeli, hastalar erken dönemde kanıta dayalı, özel olarak hazırlanmış kilo yönetimi programlarına proaktif olarak yönlendirilmelidir.

Bu yaklaşım, yaşam kalitesini ve beklenen yaşam süresini iyileştirmenin yanı sıra, artan kronik hastalık yükü altındaki sağlık sistemlerinin üzerindeki baskıyı da hafifletecektir.

 

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık